31 Mayıs 2012 Perşembe

Almanak


"ALMANAK a. (orta ç. lat. almanach; ar. el-manah; gelecek yıl anlamında Süryanice l-manay'dan). Yılda bir yayımlanan ve ve her türden bilimsel ve pratik bilgiler veren takvimli kitap." Büyük Larousse, cilt 1, sy. 410

Bilinen ilk örneği olan, 15. yüzyıl sonunda basılan le Calendrier des Bergers'ten başlayarak almanaklar halkın severek okuduğu temel kültür kaynağıydı. 19. yüzyıla kadar kültür ve bilgi edinme alanındaki tekelini sürdürdü. Bu dönemden sonra okulların yaygınlaşması, kitap dağıtımının gelişmesiyle temel kaynak olmaktan çıktı ama önemini hiç yitirmedi. 

Türkiye'de ilk almanak örnekleri 19. yüzyıl sonunda Ebüzziya Tevfik'in yayımladığı Takvim-i Ebüzziya ve Takvim-i nisâ adlı takvimlerdir. Şüphesiz daha sonra da  birçok önemli almanak yayınlanmıştır. Günümüzde en önemlisi değil belki ama benim aklıma ilk gelen NTV Almanak (Türkiyeden ve dünyadan fotoğraflarla bir yıl).

Girizgâh sanırım almanağın ne denli mühim bir kültür hizmeti olduğunu açıklamıştır. NTV 2011 Almanak'ı okuyunca sadece önemli değil son derece keyifli bir hizmet olduğunu da anladım.

Kitap büyük boy resimler ve köşelerindeki kısa açıklamalardan oluşuyor. Her biri bir haberi özetliyor. Tarihler 2010 Aralık ayından başlıyor. Tahminimce yıl başını saran alışveriş çılgınlığından pay kapmak için almanak Aralıkta baskıya giriyor ve her seferinde o yılın aralık ayında yaşananlar bir sonraki yılın almanağına kalıyor. Ben tüm senenin aynı kitapta olmasını tercih ederdim.

2012'in ortasına geldiğimiz şu günlerde bir buçuk sene öncesine gitmek değişik bir his. Almanakta ne kadar çeşitlilik olsun diye yer verilmiş hayvan ve doğa olayı haberleri olsa da birçoğu önemli. Mesela ÖSYM'de şifre skandalı, Japonya'daki büyük deprem, sayısız kadına karşı şiddet vakası, Tahrir Meydanı'ndaki gösteriler, Kütahya'da çöken siyanür setleri, Radko Mladiç'in yakalanması, FC Barcelona, News of the World gazetesinin telekulak skandalı ve kapanışı, Deniz Feneri davasında tutuklama talep eden savcıların HSYK'ya sevk edilmesi, Güney Sudan'ın bağımsızlığı, ABD'nin kredi notunun AA+'ya indirilmesi, MİT-PKK görüşmesi, Dersim özrü ve tabii ki N.Ç. davasından çıkan utanılacak sonuç...

Keyifli demiştim ama şimdi kendimce önemlileri gözden geçirip yazarken içim karardı. ÖSYM skandalı, siyanür setleri, Deniz Feneri davası ve yüz binlerce (abartı yok) şiddet mağduru kadının hali ne oldu? Neden medyada bunlar yer bulamıyor? Bu meseleler nasıl unutuldu?

İşte unutulmaması gerekenlerin zamanın sularında tamamen kaybolup gitmemesi için almanak büyük hizmet; okuyunuz efendim.

2 yorum:

  1. Tamamen okuduğum bir almanak yok henüz (NTV almanaklarından söz ediyorum) ancak arada kitapçılarda vs. göz atarım. Bir tanesini alıp okumanın ise keyifli mi yoksa acı verici mi olacağına hiç karar veremedim şimdiye kadar. Yaşanan kötü olayları anımsamak ne işe yarar? Ya da unutmak çözümleri erteler mi? Bilemiyorum.
    Almanaklar hakkındaki detaylı bilgiler için de ayrıca teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben unutulmasına kızdıklarımı yazdım ama aslında keyifle kızgınlık karışımı bir şey. Magazin haberleriyle hafifletilmeye çalışılmış aslında ama bir NÇ davası hepsine bedel.

      Sil

Söyleyecek sözü olanlara bayılırım! :)