25 Temmuz 2012 Çarşamba

Azrail Aynası

Kapak başarılı!
Geçenlerde Bumarang'ın Twitter hesabından yaptığı bir yarışmada Cüneyt Ülsever'in Azrail Aynası adlı romanını kazandım. Böylece hiç aklımda yokken, polisiye-gerilim türü kitapları pek okumazken kendimi romanın sayfalarına gömülmüş buldum.

Konu hem ilginç hem çok işlenmiş; ikizler, seri cinayetler, psikiyatri. Belli ki yazar konuyu çok araştırmış. Hatta kitabın 86. sayfasında bir kaynakça bile vermiş. Şöyle:

A'dan Z'ye Seri Katiller Ansiklopedisi - Harold Schechter & David Everitt
Koliçi Bir Seri Katilin Öyküsü - Sevinç Yavuz
Seri Katiller (İki Cilt) - Fikret Topallı

Kitap klasik bir polisiyeden farklı olarak suçlunun kim olduğu, polis/dedektif karakterinin çabaları gibi unsurlara odaklanmıyor. Kitap kapağında gerilim-polisiye yazsa da gerilim yok, polisiye çok az. Katil hemen kitabın başında ortaya çıkıyor; sayfaların üçte birinden fazlası katilin çocukluk ve gençlik yıllarına, bir katili yaratan psikozların nasıl ortaya çıktığına ayrılmış. Bu açıdan kitap gerilimden çok dram tadı veriyor. Her ne kadar öykü sürükleyici olsa da özellikle Amerika yolculuğu aşaması ve sonrasının zorlama olduğunu söylemeliyim. Ülkemizde seri katillik yaygın değil diye gençleri ta ABD'ye göndermeye gerek yokmuş bence. Yüz binlerce Türk'ün yaşadığı Almanya'ya gitseler de olurmuş, ya da özgün bir vaka olsalar da. Tabi yazarın bir ABD geçmişi olduğu için ona burada geçen öykü kurgulamak daha kolay ve çekici gelmiş olmalı.

Öykü klişeye çok yatkın. Bunu engellemek için yazar son anda sanki hikayenin ucu açıkmış gibi bir hava yaratmış. Oysa polislerin ulaştığı sonucun doğruluğunu destekleyen o kadar çok unsur var ki: (dikkat spoiler!) katilin neşteri doktor kadar profesyonelce kullanması, orta yaşa gelmiş olmalarına ve çok farklı hayat tarzları olmasına rağmen ikizlern görünüşlerinin saç traşlarına kadar aynı olması, nöbetçi polislerin ikizler evde buluşmasına rağmen sadece birinin eve girip çıktığını görmesi...

İkizler gerçekten karakter güçlü; onlarla birlikte anneleri, dedeleri, babaları da gayet canlı. Yazar öldürülen kadınların bile hayat hikayelerini anlatarak onları ete kemiğe büründürmeye çalışmış. Öte yandan belki de en canlı karakterler olması gereken polisler yok gibiler. Üç komiser siyasi görüşlerine kadar anlatılmış ama sayfalardan bağımsız bir kişilik oluşturamamışlar çünkü olay boyunca Arka Sokaklar dizisindeki "Adam tam bir pislik çıktı Rıza baba!" benzeri laflardan başka bir şey söylemiyorlar. Uzun uzun anlatılan özellikleri olay boyunca hiç rol oynamamış. Belki Harun diğerlerinden biraz ayrılıyor ama yeterli değil.

Şimdiye kadar birçok eleştiride bulundum ama benim için en önemlisi dil meselesi. Gazetecilerin kitaplarını okudukça bende bir yargı oluşmaya başladı: Gazeteci adamın yazdığı kitap dil açısından vasattır; hatta kötüdür. Bunun bence iki nedeni var. Birincisi dildense içeriğe önem veren, dilin basit olmasının özellikle istendiği bir meslekten geliyorlar. Ne kadar yazmaya yakın bir iş yapıyor gibi görünseler de herhangi birinden daha iyi yazar değiller. Üstelik basının içinde olduklarından senden benden çok daha kolay kitap yayımlayabiliyorlar. Anlatım ve dil açısından bunca zayıf metinler, yazarlarının adı ve bağlantıları nedeniyle şans buluyor.

Ülsever'in de gayet basit bir anlatımı var. Kelime hazinesi kısıtlı. Bazen paragraflar bile tekrar ediyor. Sözcük zenginliğini sağlamak için yazar iğreti birkaç Arapça kökenli kelimeyi tekrarlayıp durmuş ama bu komik olmaktan öteye gidememiş. Komik çünkü diğer yandan Türkçe deyimleri bile doğru kullanamamış. İşte birkaç örnek: "baltayı sapa vurmak", "çıldırmamak içten değil", "denetim ve kontrol" (defalarca!), "eski çıkı"... Komik değil mi?

Özetle dil ve gerilim unsurundaki eksikliklere rağmen, ilginç konusu ve yazarın geniş araştırmasının hatrına çabucak okunan bir kitap; iyi vakit geçirmenizi sağlayabilir.  Hatta beğenirseniz yazarın kitabın ilk sayfalarından selam gönderdiği yine aynı üç komiserin yer aldığı Hisarüstü Cinayetleri adlı romanını da okuyabilirsiniz.

11 yorum:

  1. Eski bir sahaf ve kitap kurdu olarak siz değerli

    kitap severleri bloğuma beklerim

    http://cilginkalabaliktanuzakta.blogspot.com

    http://cizman.blogspot.com

    iletişim yuksek.dose@gmail.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu reklam için beş kuruş almadım vallahi! :D

      Sil
  2. Şöyle adamakıllı, objektif bir yazı okumayalı ne kadar uzun zaman olmuş kitap bloglarında... Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni mahçup ettiniz, teşekkürler. Ben de her okuduğuma bayılayım istiyorum ama vaziyet bu!

      Sil
  3. Çok güzel yorumlamışsın kitabı, ikizler ve cinayet bana "Dead Ringers" filmini hatırlattı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konuyu anlatınca teyzeme de ABD'de geçen eski bir romanı hatırlattı. Çok işlenmiş bir konu belli ki. Ben şu Dead Ringers'a bir bakayım ;)

      Sil
    2. İkizler deyince Grange'nin de bir kitabı var -sürprizi bozmamak için adını vermiyorum- ayrıca Maxime Chattam'ın da yine Grange'dan esinlenerek yazdığı bir kitap var... Pek çok işlenmiş demek ki =)

      Sil
    3. İkizler ve cinayetler başlıklı bir yazı çıkabilirmiş demek ki :)

      Sil
  4. cok guzelmıs ilk firsatta kitap listeme ekliyorum.
    http://acimaninsanatguncesi.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. Polisiye-gerilimi sverim.Gerçi kitap biraz drama kaçıyormuş ama olsun.Denerim bir ara:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seri katillerle ilgili çok bilgi veriyor; cinayet romanlarını seviyorsanız bu bilgiler ilginizi çekecektir.

      Sil

Söyleyecek sözü olanlara bayılırım! :)