13 Ocak 2012 Cuma

Genesis: İnsansak Ne Olmuş Yani?!

Bir "geek" olduğumdan yeni yıl hediyesi olarak kendime kitaplar aldım. Bunlardan biri de Bernard Beckett'ın Genesis adlı kitabıydı. Kitap bir distopya/bilim-kurgu.Roman hiç de kurgu olmayan günümüz şartlarında başlıyor: ABD Orta Doğu'da savaşa giriyor, ilkim değişimi ve çerve kirliliği artıyor, ülkeler/toplumlar/insanlar arasında güvensizlik had safhaya çıkıyor... Plato(!) isimli çok zengin bir iş adamı felaketi öngörüp parasını bir adaya kaydırmaya başlıyor, dünyadaki büyük savaşın sonuna kadar bu adaya yatırım yapıp kendi kendine yeten bir ülke kurmayı başarıyor, adına da Devlet (Republic!) deniyor. Adaya dış dünyadan sadece radyo dalgaları ulaşabiliyor. Savaş ve salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olan Devlet adaya yaklaşan her yabancıyı yok ediyor. Bir gün son radyo dalgası da kesiliyor. Dışarıda ne olup bittiğini bilmeyen halk artık bir zamanlar onları kurtarmış ve onlara hizmet etmiş olan Devlet'e hizmet etmeye başlıyor. Birçok distopyadaki bireyselliği kaybolmuş insanlar, baskıcı yönetim için yaşayan bir toplum, sınıflar, pozitivizmin çarpıtılması burada da ortaya çıkıyor. Ama Adam (!) adında biri sistemi atlatıyor, bir birey olarak vicdanını dinliyor ve insiyatif alıyor. Sonra bir başkahramanımız var: Anaximander. O ülkesinin tarihinden bir sınava giriyor. Uzmanlık konusu Adam ve neden oldukları. Sözlü sınav 4 saat sürüyor. Sınav bitince kitap da bitiyor.

Sonra başlıyorsunuz düşünmeye; insanı insan yapan nedir, bu özellikler en sevmediğimiz, en çok yok etmeye çaıştığımız taraflar olabilir mi, yoksa bizi diğer canlı ve cansızlardan ayıran bilincimiz midir, peki bilinç nedir, kendimiz ve toplumumuz hakkındaki algılarımız aynı zamanda sınırlarımız mı, yapabileceğimizi bilmemekle yapamamak arasındaki fark nedir, sınırlarımızı çizme hakkı kime ait, devlete mi bireyin iradesine mi yoksa doğaya mı? Tabi yine en önemli soruya geliniyor: insanı hayvandan, yapay zekadan, bitkiden ayıran nedir? Aslında gerçekten ayrı mıdır?

Eflatun'un Devlet'ini bilenler için söylüyorum; kitap sadece Plato, Republic, Aristotales gibi isimler veya devletin "filazoflar" sınıfınca yönetilmesi gibi unsurlarıyla değil şeklen de bu kitaba benzerlik gösteriyor. Kitap boyunca Anax-Sorgucular, Adam-Art/Joseph, hep sokratik bir şekilde cevaplar arıyorlar, akıl yarıştırıp fikir yürütüyorlar. Bu sade bir dille de birleşince kitaba müthiş bir akıcılık kazandırmış. Ben bir gecede bitirdim kitabı ki bu pek adetim değildir. Böyle olması iyi de oldu çünkü ne kadar ilgi çekici olaylar da olsa esas mesele yarıştırılan görüşlerde olduğu için bütünlük hiç bozulmamış oldu ve kitabın verimi arttı. 

Kitap bir sürpriz sonla bağlanıyor. 168. sayfada bu sonun bir kısmını tahmin etmiştim. Yani böyle bir şeyin geldiğini görseniz dahi bu finali daha az etkileyici yapmıyor. Sona mutlu son denemez ama 20. yüzyılın ilk yarısında yazılmış distopyalar gibi karamsarlığa, çaresizliğe bulanmış bir kitap değil. Son satırlarında vurguyu yenilemez bir virüse, hep var olan bir güce yapıyor; umut taşıyor. Genel olarak ise çokça işlenmiş bir konuyu taze bir şekilde sunmayı başarıyor.

Kitabın internetten seçtim. Seçiminin en önemli nedeni distopya merakımdı. Arka kapak yazısında 21. yüzyılın Cesur Yeni Dünya'sı denmesi tuz biber oldu. Dostum April Yayıncılık, 21. yy'ın CYD'si demişsin ama bu bildiğin kalbur üstü bir bilimkurgu! Üstelik bu iddiana kaynak gösterdiğin Amazon.com'a ben de baktım böyle bir şey göremedim; onun yerine çok daha mütevazı "2009 Nisan ayının en iyisi" ünvanını vermiş. Ne güzel iri puntolarla neredeyse (!) yazım hatasız bir baskı yapmışsın, hoş kapak tasarımı (orjinali kadar değil ama olsun) çeviri de birkaç cümle dışında gayet başarılı, neden bu gençlik bilimkurgusunu çağımızın klasiği diye iteliyorsun? Daha 11 yılı geçmiş olan bir yüzyılı ipotek altına almasan ben daha çok seveceğim kitabı...yine beğendim yani düşün!

Son olarak da yazar hakkında iki satır döşemek istiyorum. Beckett, Yeni Zellandalı bir lise hocası, gençlik kitapları yazıyor (bu kitap da o kategoride ama yetişkinlere de hitap ediyor) yazarın resmi internet sitesine göre bu kitabı DNA mutasyonları konulu bir araştırmaya katılırken yazmış. Yazar belki insansak ne olmuş yani siye sormuş ama ben "Peki bizim neden böyle lise hocalarımız olmadı?!" diye sormak istiyorum. Neden?


 
Kitabın tanıtım videosu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleyecek sözü olanlara bayılırım! :)