Ankara'daki kitap fuarlarına yıllardır giderim. İlk kez geçen sene hiç fuara gitmedim, çünkü soğudum fuardan ama bu sene yine ''kahretsin aklımdasın ve sen bunun farkındasın'' diyerek yola düştüm. Siz de 10. Ankara Kitap Fuarı'na gitmeyi düşünüyorsanız, gidip de başkalarının yorumunu merak ettiyseniz buyrun:
- 10. Ankara Kitap Fuarı 17 Ocak'a kadar açık. Her gün saat 20.00'ye kadar ziyaret edebilirsiniz. Yine büyük gizlilik içinde gerçekleştirilen fuarın haberini almak biraz zor oldu ama detaylarına www.eylulfuar.com adresinden ulaşabilirsiniz.
- Fuar ATO Congressium'da. Congressium güzel ferah bir fuar alanı. Şehir merkezine yakın ama toplu taşıma ile ulaşılması zor. Ziyaretçi azlığında rolü var mı bilmiyorum. Araba ile gidecekler için: bazı etkinlikler sırasında Congressium'un otoparkı ücretli oluyor ama bugün ücretli değildi.
- Fuara giriş 2 liraymış. Hayır neden ücretsiz olamıyor onu anlamıyorum. 4 kişik bir ailenin fuara girmek için bir kitap parasını bilete vermesi benim hoşuma gitmiyor.
- Fuar alanına girdiğimde hemen elime bir broşür tutuşturdular. Fuar alanının krokisi sanarak önemsemedim ve hemen gezinmeye başladım. Meğer plan sandığım şey bir gayrimenkul projesi reklamıymış. Sizce de fuar planının danışmanın arkasında bir yerlere saklanıp hemen girişte fuarla ilgisiz reklamlar dağıtılması saçma değil mi?
- İndirimler her zamanki gibiydi, yani okuyucuyu heyecanlandıracak cinsten değildi. İletişim'de %20, NTV Yayınları, Evrensel ve İthaki'de %25 indirim vardı. Ara sıra %30-35 indirimler görsem de özellikle popüler yayın evlerinde indirimler bu oranlardaydı. En yüksek indirim oranı %50 ile Aylak Adam'ın standındaydı.
- Sahaflara ayrılmış bir bölüm vardı. Özellikle aradığım bir kitap olmadığı için şöyle bir dolaştım, kitap fiyatları uygundu. Yalnız sanki daha önce fuarın en güzel kısmı olan sahaflara da o sönüklük bulaşmıştı.
- Sınav kitaplarının fuarı işgal etmemesi iyi olmuş.
- Fuara Pazar akşamı gittim. Herkes evine gidip dinlenmeye mi çekilmişti bilmiyorum ama fuar alanı bence boştu. Fuarın kapanmasına hala 1 saat varken bir ara o kadar sessizlik oldu ki kitap fuarı değil kütüphane diye düşünmeye başladım. Yine de fuarın son hafta sonu daha yoğun olur diye tahmin ediyorum.
- Yayın evlerinin katılımı çok düşüktü. Hangi yayıncıların katıldığını BURADAN görebilirsiniz. Ben de eksikler arasından ilk aklıma gelenleri sayayın: Can Yayınları, Doğan Kitap, Remzi Kitabevi, Altın Kitap, Ayrıntı Yayınları, Siren Yayınları, April Yayıncılık, İmge Kitabevi, Yordam Kitap, Domingo Yayınevi…
- Ankara Kitap Fuarı'nı hep daha kötüye gidiyor. Bu yıl fuar heyecansız, yavan, boş geldi bana. Geçtiğimiz yıllarda ziyaretçinin ilgisizliğinden şikayet edenler şimdi ne düşünüyor merak ediyorum. ''Ankaralı okumuyor, kitap sevmiyor'' diye kestirip atabiliriz, kolay da olur ama ben bu fuar işinin becerilemediğini Ankaralının da giderek bu işten soğuduğunu düşünüyorum. Geçen sene ben de gitmemiştim fuara, kitap sevgimin olmadığını da söyleyemeyiz. Bu sene fırsat oldu gittim ama seneye yeniden gitmek için hiçbir istek uyandırmadı bende. Soran olursa da aman mutlaka git demem.
- Bu yıl fuarın benim için tek kazancı Aylak Adam Kültür Sanat Yayıncılık oldu. Daha önce duymuş ama hiç kitaplarını incelememiştim. Bu sefer stantlarını baya karıştırdım. Hem kitaplar, hem kapaklar, hem de stanttaki görevliker çok hoşuma gitti. Üstelik fuarın en büyük indirimi (%50) de bu stanttaydı. Steven Millhauser'in Barnum Müzesi'ni aldım. İyi Asker ve şu an adını hatılayamadığım, adını da internette bulamadığım Fransız Devrimi sırasında terör döneminde bir savcıyı anlatan gizemli roman aklımda kaldı. Umarım yakında bir internet sitesi yapıp beni bu dertten kurtarırlar. Eğer fuara giderseniz mutlaka Aylak Adam'a uğrayın, şu gizemli kitabın adını da öğrenip bana yazın lütfen.
- İlgimi çeken bir başka stant da Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraki Bursa Kültür A.Ş.'nin standıydı. Bursa ile ilgili bu kadar çok kitap olduğunu ben bilmiyordum. Üstelik hepsinin de baskısı çok albeniliydi. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin standının ise ne işe yaradığı belirsizdi. Stantta kitaptan çok insan olması bir yana stanttakiler de kitaptan çok pr materyaliydi.
- H. G. Wells'in Zaman Makinesi'ni de adım. Yıllar önce, hatta çocukken okuyup etkilendiğimi hatırlıyorum. Bunun dışında aklımda hiçbir şey kalmadığı için yeniden okumaya karar verip kitabı aldım. Bir de Barış Bıçakçı'nın son romanı Seyrek Yağmur 8 Ocak'ta satışa çıkmıştı. Uzun süredir Bıçakçı okumadığım için neden olmasın diyip onu da aldım. Evrensel'in standında da zaman geçirdim ama kitap alan ben değil arkadaşlarım oldu. Kömür Tutuşunca'yı da okuma listeme ekledim.
Ankara başkent ve okuyan bir şehir olmasına rağmen kitap fuarının bu durumu enteresan. Yine de sınav kitaplarının fuarı işgal etmemesi ve sahaflara yer verilmesi oldukça sevindirici. Teşekkürler:)
YanıtlaSil